pluf
Peygamber Efendimiz, "Allah'a tam teslimiyetle dua edin" buyuruyor. Evet, böyle dua edeceğiz. Allah benim duamı kesin kabul edecek diye dua edeceğiz. Peki, dua nedir?
Dua, Allah'a insanın dilekçe vermesidir. Nasıl dünyevi işlerde dilekçe veriyorsunuz. "Sayın amirim, şu işimi hallediverin, çözüverin" diyorsunuz. İşte aynı şekilde herkesin ve her şeyin amiri olan Hazreti Allah'a verilen dilekçeye biz dua diyoruz. Öyle değil mi? Allah, herkesin amiri ve mutlak kudret sahibi değil mi? Sonuçta kim sıkışırsa sıkışsın Allah diyecek. Sevindi mi Allah diyecek, darda kaldı mı Allah diyecek. Müminin Allah'ı var. Onun için mümin dua etmeli… Dua, ibadetin özüdür. Ya Rabbi diyorsun, "Yapamadım, başaramadım, Senden başka bir makam da bilmiyorum, tanımıyorum. Derdimi açacak tek makamım Sensin" diyorsun. İşte bu, İslam'ın özüdür. İşte bu, tevhit inancının özüdür. Onun için dua, ibadetin özüdür ve de müminin silahıdır.
NİL'İ TAŞIRAN HALİFE ÖMER
Güzel dua eden, akan suyu ters çevirir. Suyun akması normalde Allah'ın kanunudur. Fakat Allah katında nazı geçen sağlam bir kul olursanız, Hz. Ömer gibi Nil Nehri'ni ters akıtırsınız. Evet, Hazreti Ömer Nil'i ters akıtmıştır. Mısır Valisi, Hz. Ömer'e halifeliği döneminde mektup yazmış. "Yandık ya Ömer, suyumuz akmıyor" diye… Adalet timsali Hz. Ömer ise valiye "Allah'a yalvarın, işinizi düzgün yapın" diyerek ihtar vermiş. Vali, Hz. Ömer'in mektubunu Nil'e koyunca Nil taşmış ve tüm ovaları sulamış. İşte bu, bir keramettir. Eğer peygamberlerden sadır olduysa o zaman mucize olur. İşte güzel adam olursan, güzel dua edersen sular bile böyle tersine döner.
Allah için fedakârlık yapanlara hep yardım edilmiştir. Yakın tarihimizde de böyle hadiseleri görüyoruz. Mesela Çanakkale'de gördük bunu, İstiklâl Harbi'nde gördük. Biz o zor günlerde üstümüze düşeni yaptık. Aç susuz demedik. Kadın kız demedik. Çoluk çocuk demedik. Yollara düştük. Üstümüze düşeni yaptık. Ta başımızdan sonumuza kadar birleştik, tek yumruk olduk. Ama biz böyle birleşirken karşıdaki düşman, dünyanın en güçlü teknolojisine sahipti. Düşmanın sayısı üstündü, gemileri, silahları üstündü. Ama kim yendi, biz yendik. Allah'ın sevdiği işi yaptık çünkü… Birleştik, bize düşen fedakârlığı yaptık, ondan sonra da Hazreti Allah bizlere zaferi nasip etti. Her şey Allah'ın elinde, Allah müsaade etmedi, gavurcuk ne yapsın, sulara gömüldü. İşte böyle güzel milletin, güzel duaları vatanı kurtardı.
İNANARAK DUA ETMELİSİNİZ
Allah'ın duanıza icabet edeceğine inanarak dua edin. Çünkü Allah yardım isteyen samimi kulunu geri çevirmez. Samimi bir Müslüman, "Rabbim ben günahkârım ama müminim, Müslümanım. Sen kulunu seversin. Ben Seni seviyorum. Beni geri çevirmeyeceğini biliyorum" diyerek bu bilinçle dua etmelidir. Hz. Ömer, bir adama rastlamış. Adam, "Allah'ım istersen bana yardım et, istersen merhamet et" diye dua ediyormuş. Hz. Ömer adamı öyle dua etmemesi için uyarmış. Ne demek istersen et, istersen etme… Böyle dua etmeyin. Allah, Müslüman'ın duasını kabul eder. Ama bazen bazı duaları geciktirir. Onun da bir sebebi, bir hikmeti vardır. Peygamber Efendimiz, "Duanın kesin kabul edileceğine inanarak dua edin" buyuruyor. Sen Peygamber'i dinlemiyor musun? Herkes bu şiar üzere duasını gözden geçirsin.
DUADA AZİMLİ OLUN
Allah, samimi dualara muhakkak icabet edecektir. "Ama hocam dua ediyorum, olmuyor" diyorlar. Allah, kulu dua ettiği zaman hayır demez. Sabredin, inancınızı bozmayın! Allah istediğini vermiyorsa sebebi vardır. Bazılarını da ahirette verir, senin lehine olarak. Belki o nimeti dünyada alsan azacaksın. Ancak bazı durumlarda Hazreti Allah anında duaya icabet eder. Bir bakarsın dua hemen kabul olmuş. Bununla ilgili Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde, "Bir mümin samimi olarak elini kaldırsa, yürekten ve içinden gelerek tüm zerreleri ile Allah'a bağlanmış vaziyette Ya Rabbi, Ya Rabbi dese Allah üçüncüyü söyletmez. Hemen özel bir melek gönderir. Kulum ne istiyorsa anında yerine getirin der" buyuruyor. O zaman bize düşen, samimi olmak ve azimle duaya devam etmektir. Allah, bizleri çok dua edenlerden eylesin. Âmin.
Prof. Dr. Cevat Akşit
